20 Aralık 2013 Cuma

Tembel sensin Bilim de Sana Girsin


zeki ama çalışmıyor, tembel bu çocuk diyen o ilkokuldaki hııcaların başına daş düşecisee    e mi !!!!


tembellik genetikmiş ya la 

yeni bir araştırma kimilerinin neden bir türlü kanepe köşesinden vazgeçemediklerini açıklıyor. farelerle yapılan bir deneye göre tembelliğin genetik olması mümkün. 
missouri’s college of veterinary medicine’dan michael roberts yönetiminde bir grup bilim adamı, fareleri koşma çarklarının bulunduğu kafeslere koydu ve her gün ne kadar süre bu çarklarda koşmaya harcadıklarını gözlemledi. daha sonra en iyi koşan 26 fareyi kendi arasında, en tembel 26’sını da kendi arasında eşleştirip, çiftleştirdiler. bu çiftleştirme süreci 10 nesil boyunca tekrarlandı. sonuç ilginçti. aktif farelerin genetik hattında bulunanların, koşmaya diğerlerinden 10 kat daha meyilli oldukları gözlemlendi. bunun sebebini açıklamak için bilim adamları iki grup farenin kas hücrelerindeki mitokondri ve enerjiden sorumlu diğer yapıları, fiziksel özellikleri ve genetik profilleri karşılaştırdılar. 2011 yılında yapılan bir araştırmada da, farelerdeki iki genin devre dışı bırakılması halinde bu hayvanların aktif farelerden tembel farelere dönüştüğü gözlemlenmişti.
'Miskinlerin, tembelliğe genetik olarak yatkın olabileceği, bu nedenle hareket etmek istemeyebileceği belirlendi.
ABD’de Missouri Üniversitesi’nden bilim adamlarının fareler üzerinde yaptığı araştırma, bazı genetik özelliklerin hareket etme motivasyonunu etkileyebileceğini gösterdi.
Michael Roberts ve ekibi, 6 gün boyunca, farelerin kafes içindeki tekerleği çevirme isteğini inceledi ve hayvanları motivasyonlarına göre ayırdı. En iyi “koşucu” 26 fare aralarında, en tembel 26′sı da tembellerle çiftleştirildi. En iyi “koşuculardan” doğan farelerin tembellerden 10 kat fazla koşmaya hevesli olduğu görüldü.
Daha sonra bilim adamları, koşmayı seven ve miskin farelerin kas hücreleri, vücut yapısı ve genlerini inceledi.
Vücut yapısı ve kas hücrelerinde çok az fark bulan bilim adamları, ayırt edici özelliğin genlerden kaynaklandığını belirtti.
Araştırmacılar, 36 genin fiziksel motivasyona yatkınlıkta rol oynadığını belirledi.
“American Journal of Physiology” dergisinde yayımlanan araştırmada bilim adamları, sonuçların insanlarda obezitenin nedenlerini anlamaya ışık tuttuğunu vurguladı.
Kanada’da 2011′de fareler üzerinde yapılan bir araştırma da farelerin bazılarının kaslarında, özellikle egzersiz yaparken harekete geçen AmpK enzimini üretmeye yarayan iki genin eksik olduğunu, bu nedenle daha kısa mesafe koşabildiğini göstermişti.'

18 Aralık 2013 Çarşamba

hayat mücadelesi

ahlak masasında çalışan polislerin tecavüz ettiği, mali büronun yolsuzluk yaptığı, suçluların dışarda, suçsuzların hapislerde olduğu, özgürlükçü ve barışçıl olan insanların öldürüldüğü sakat bırakıldığı

türkan saylan ın evi aranmasına
kanserli kızın eline para tutuşturulmasına
değerli bilim adamları yerine üfürükçü kılıklıların televizyonlarda program yapmasına
kiraların işçi maaşlarının 3 katı olduğunda 'bugün ne giysem' formatına
depremzede çadırlarında üşümekten donan bebe haberlerine
13 yaşında tecavüze uğrayan kıza 'kendi rızası' kararı verilmesine
düşündüklerinden dolayı öldürülen gazeteci ve insanların cansız bedenlerine
sporculara zorla doping verilmesine
sporun şikeden şekillenmesine

rağmen

sadece nefes alıp yaşamaya çalışmak bile başlı başına bir mücadeledir hele ki hayallere sahip olmak ondan daha da büyük bir mücadeledir

13 Aralık 2013 Cuma

Akilli Ol Oğlimmm

bak oğlimm akıllii oliin bilim çok gelişti yalanınızı anında yakalar


akilli adem




Zeki görünmek için 13 sahte davranış

İngiltere'de yapılan bir kamuoyu araştırması, zeki görünmek için başvurulan 13 sahte davranışı belirledi. 13 sahte davranışa erkekler kadınlardan iki kat daha fazla başvuruyor.


İngiltere'de "Ask Jeeves" arama motorunun yaptığı kamuoyu yoklaması, karşısındaki kişiyi etkilemek ve zeki görünmek için 13 sahte davranış biçiminin tercih edildiğini gösterdi.
Araştırmanın bir diğer ilginç sonucu ise, erkeklerin söz konusu 13 sahte davranışa kadınlardan iki kat daha fazla başvurduğunu ortaya koydu.
İşte karşısındaki kişiye etkilemek ve zeki görünmek için başvurulan 13 sahte davranış:
  • Ünlü bir kişinin sözlerinden alıntı yapmak (bunu kendi sözleri gibi yansıtmak)
  • Sık sık sanat galerisine gidiyormuş imajını yaymak
  • Plajda "ciddi" konulu kitaplar okumak
  • Zekice yazılmış ya da gündeme ilişkin bir tweeti retweet yapmak
  • Yüksek sesle siyaset konuşmak
  • Toplu taşıma araçlarında "ciddi" magazin dergileri okumak
  • Zekice yazılmış bir makaleyi Facebook'ta paylaşmak
  • Başta Shakespeare olmak üzere ünlü yazarlardan alıntı yapmak
  • Şarap konusunda "engin bilgilere" sahipmiş gibi davranmak
  • Numarasız da olsa gözlük takmak
  • Operadan bahsetmek
  • Caz ve klasik müzikten hoşlanıyormuş gibi yapmak

12 Aralık 2013 Perşembe

Bir Gahve Yap da İçek

vallaha ben değil bilim adamları diyor ben deseydim şüphe edin derdim de bir okuyun kahve bayağı faydalı imiş tabi ki has çekirdekli kahve için geçerli o bilindik markaların 3 ün biri olan kahveleri değil akıllı olun aklınızdan öperim

bokumsu kahve çekirdekleri 




3-Kahve içmek için 13 bilimsel neden

 

Araştırmalar, kahvenin içindeki antioksidanlar ve besleyici öğeler sayesinde insan sağlığına meyve sebzeden bile daha faydalı olduğunu ortaya koydu.

 

Uzmanlar, kahve içenlerin pek çok hastalığa karşı daha dirençli olduğunu söylüyor.
1-     Kahve içindeki kafein sayesinde yorgunluğu alır ve enerji verir.
2-    Kahve aynı zamanda yağ yakımını kolaylaştırır. Bunu yine içindeki kafeine borçludur.
3-    Kafein sinir sistemini uyarır, fiziksel performansı yüzde 11-12 civarında artırır. Spordan yarım saat önce koca bir fincan kahve içmek bu nedenle önemlidir
4-    4- Kahve parkinson riskini azaltıyor.
5-    Kahve sadece siyah bir su değildir. İçinde B2, B5 vitamini, magnezyum, potasyum gibi pek çok besleyici öğe mevcuttur.
6-    Düzenli beslenme, beyin jimnastiği kadar kahve de alzheimer riskini azaltıyor.
7-    Günde 4 bardak kahve içen birinin siroza yakalanma riski yüzde 80 daha az.
8-    Günde 4 bardak kahve içen birinin depresyona girme riski yüzde 42 daha az. Kahve içen insanlar daha mutlu.
9-    Kahve karaciğer ve kolon kanseri riskini de ortalama yüzde 45 oranında azaltıyor.
10- Kahvenin kan basıncını yükseltttiği söylenir, bu doğrudur ancak bu etki oldukça küçüktür. Yapılan araştırmalar kahve kalp hastalıklarına neden olur mitini de çürüttü, aksine kahve içen kadınların kalp krizi geçirme riskinin yüzde 54 daha az olduğu belirtildi.
11- Kahve büyük bir sağlık problemi olan tip 2 diyabet riskini azaltır. 457 bin 922 kişiyle yapılan araştırmaya göre her gün kahve içenlerde bu hastalığa yakalanma riskini azaltıyor
12- Kahve diyetin vazgeçilmez parçasıdır. yapılan araştırmalarda kahvede hem meyve hem de sebzeden daha fazla antioksidan olduğunu ortaya koydu.

13- Kahve hastalık riskini azalttığı için daha uzun yaşamanızı sağlar.

9 Aralık 2013 Pazartesi

Mevlana

Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını,
zamanla öğrendim...

İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanın içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu.
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim..

Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.

Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...

Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra kararında acının, yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.

Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının
hayatı tadacağını öğrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur ...

7 Aralık 2013 Cumartesi

Beni Deli Sev

Sevgilim,

'Her şey bir yalandan ibarettir'den başka sana hiç yalan söylemeyeceğim

Ne kadar korkak olduğumdan hiç bahsetmeyeceğim, kaçışlarım şahit olacak

Korku ki benim doğamda var

Toprak ol istiyorum bana

Üstüne yağmur olup yağayım yeni hayatlarımız olsun

Ben tek düze olamam sevgilim

Beni her gün yeniden sevmen lazım

Çok çirkinim çok bütün çirkinlikleri anlayacak kadar hem de

Kimileri vardır beni sevmemek için elinden geleni  yapar

Sen hep sevmek için elinden geleni yapanlardan ol

Yolumuz zor

Ben hep deli deliyimdir

Beni deli sev sevgilim

Uzaklaştıkça yakınlaşırım korkma uzaklaşmalarımdan

Rengarenktir rengim

Dağınıklığım oradan gelir

Güzel olan her şeyin biraz eksik fazlaca da hatalı olduğuna inanırım

Tanrılara kızgınlığım bundandır zaman zaman

Gün gelir cehennemde cenneti bulurum sakın şaşırma

Çok severim ben

Karakedileri, böcekleri, serserileri

Çokça da bencilimdir

Dilencinin ekmeğini paylaşmasını isteyecek kadar

Alış bunlara senden de çok şey  istiyorum

Ama önce

DELİ SEV BENİ !!!


6 Aralık 2013 Cuma

6 Aralık Nelson ve Yeni Bir Hayata Doğmak

1918-2013 Nelson Mandela bugün başka bir hayata gözlerini açtı


'Hiçkimse başkasından renginden, dininden, veya kültüründen dolayı nefret ederek doğmaz. Insanlar nefret etmeyi öğrenirler. Eğer nefret etmeyi öğrenmişlerse, sevmeyi de öğrenebilirler. Sevmek insan kalbine nefretten çok daha yakındır.' Nelson Mandela

5 Aralık 2013 Perşembe

Katie ve Ben

Gerçek bir yaşam hikayesi, Katie 10 yıl derin mi derin bir bunalıma girer son 2 yılını da odasından çıkmayarak geçirir en sonunda yeme bozukluğundan ötürü bir  rehabilitasyona yatırılır buradan sonrasını ropörtajına ve kendi cümlelerine bırakıyorum

Katie, 10 yıldır öfke, paranoya ve çaresizlikten oluşan bir düşüşün içindeydi. İki yıldır derin bir bunalımın içindeydi. Sonunda yeme bozukluğu sebebiyle kadınlara yönelik bir kliniğe girdi. Diğer hastalar ondan çok korktuğundan kendisine tavanarasında tek başına kalacağı bir oda verildi. Bir sabah, yerde yatarken (kendini yatakta yatamayacak kadar değersiz hissediyordu) Katie, kim veya ne olduğuna dair en ufak bir fikri olmadan uyandı. "Ben diye bir şey yoktu" diyor.

"Tüm öfkem, beni rahatsız eden tüm düşünceler, bütün dünyam, bütün dünya yok olmuştu. Aynı anda içimden kahkahalar yükseldi ve dışarı döküldü. Hiçbir şey tanıdık değildi. Adeta uyanan başka bir şeydi ve Katie'nin gözlerinden dünyaya bakıyordu. Çok mutluydu. Ondan ayrı olan, ona kabul edilemez gelen hiçbir şey yoktu, hepsi onun benliğinin bir parçasıydı."
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4150262&yazarid=112

'Varolanı Sevmek' adındaki kitabını alıp okudum ara ara açıp yine okuyorum ve hayata insanlara bakış açımı değiştirmiş kitaplardan birisidir ihtiyacı olan maddi olarak alamayacak arkadaşlara geri vermesi koşulu ile   kitabı verebilirim