13 Kasım 2013 Çarşamba

Nero Pero

Sanırım biz sülalece camii duvarına işedik. Anneden sonra dayımı da doktorlara emanet ettik sağ salim de aldık sağolsunlar... Hayat böyle kafasına göre takılıyor bende izlemelerdeyim. Nereden geldiğini bilemediğim ansızın beliren mizah duygum ile en zor anların üstünden sekiyorum.  Annem namı değer Nero yaşadıklarından ötürü hala oryantasyon problemi yaşıyor. Cama bakıp 'gelip alacaklar beni' 'geldileeerrrr'  'annemi istiyorum' tarzındaki cümlelerinden de az çok nasıl bir ruh haline büründüğünü anlayabildim. Böyle durumlarda en iyi yöntem yine mizahla sekiliyor. Bu hem hasta için hem yakınları için en büyük sekici yöntem. Burada kişi ile dalga geçmekten bahsetmiyorum, durum ile dalga geçmekten bahsediyorum. Mesela annem korkup başını arkama sakladığında 'geldilleerr sakla beni' dediğinde terliği çıkarıp nereden geldiğini bilmediklerime savurup 'sizi gidiler hadi gidin bakim vermem Nero'yu' dediğimde kafasını kaldırıp bana bakıp kahkahayı basıyor. Geçen yıllarda da annemle ilgili bir yoğun bakım maceramızda eve geldiğinde  yerlerde olmayan balonları bana  patlatırıyordu, Arkasından geçmiş olsun ziyaretine gelen eski mantitoma  bakıp- o piti piti karamela sepeti diye şarkı söylemesi de ortamın onun için  ne kadar eğlenceli olduğunu anlatıyordu.(sonradan çocuk telefonlarıma çıkmamıştı nedenini şimdi anlıyom) Zihni işte bir noktadan sonra kendi algısında yeni bir gerçeklik oluşturuyor. Bize de ona ayak uydurmak kalıyor. Yani hayatta her şey çok güzel, düzenli, çok sağlıklı ya da çook normal olmak zorunda değil. Hele ki mutlu olmak için bazı şeylerin dağınık kalması, çirkin olması, olduğu gibi kabul görmesinden yanayım.  Bizim hikayemizde de balon patlatmak, terlik fırlatmak, mantitodan olmak olsun. Yeter ki gönüller bir olsun a dostlar... Hastalıklarınızdan öperim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder