2 Kasım 2013 Cumartesi

Kavuşmalarım

içimde her ayrılık bir kavuşmadır aslında
kimse bir yere gitmez
ya da kaybolmaz

bittikçe  çoğaltırım her hikayeyi

ölü toprakla
gerçek yalanla
savaş barışla
orospu azizeyle
zaaflar güçle
aşk nefretle

kavuşur


eski ruh yeni bir bedenle
eski şarkılar yeni zamanlarla
birbirine kavuşurlar

açar kollarını eski hikayem, yenilere

bilirim
her yalnızlık biraz çoğaltır beni

doğru ya sen bilir misin?

her yalnız, çok kalabalıktır

her kalabalığın yalnızlığını da bilirim

her korkak, cesurdur aynı zamanda

kaybettiklerimi biriktirdikçe
kavuşur çoklarım

çok dost
çok aşk
çok kahkaha
çok gözyaşı
çok mektup
çok şarkılar
hepsi çok kavuşurlar

bir gider ve  binlerim kavuşur

rüzgar, saçlarıma
hatalarım,  doğrularıma

açar kollarını ayrılıklar bana
yeni kavuşmalara



Evvel Zaman

'Evvel zaman içinde bir yerlerde, tek arzusu daha fazlasını öğrenmek olan o kızı hatırlıyorum da şimdi, acıları, isyanları, heyecanları ve zaferleri bu dünyaya birkaç beden büyük olan o kızı hatırlıyorum da şimdi, sanki hatırladıklarım benim geçmişim değil. Hep, hepsini isterken kaç hayat yaşadım şimdiye kadar ve şimdi kaçına yabancıyım bu hayatların.'

Fuls yazmış bir masalın evvel zaman içinden cümlesini... Fuls yollarımız kesişir mi? Bu gezegende ya da bir diğerinde. Birlikte dinler miyiz Leonard Cohen

http://fulsyaziyor.com/2013/03/13/giris/#more-16

1 Kasım 2013 Cuma

Bugün mutluluk için ne yaptın?

Ne güzel soru değil mi? Her zaman birinin gelip bizi bulmasını, başımıza güzel olayların gelmesini (para,aşk,iyi bir sağlık, beğenilme, tatmin olma) gelmesini bekliyoruz.Bekledikçe de tren öküz ilişkisi arasında gidip geliyoruz. Bir yemeği kötü yapmaktan, çamaşırları yanlış yıkamaktan, işyerinde verilen bir işi eksik yapmaktan,iyi bir evlat, eş olmamaktan, çocuğu iyi bir okula gönderememekten, orgazm olamamaktan, zengin olamamaktan bu yarış uzayıp  gider sonsuz bir denizde karayı arayanlarız.
Mutsuz olmaya, yalnız hissetmeye ne kadar meraklıyız. Böyle hissettikçe de hayattan elimizi ayağımızı çekiyoruz.  Oysa dünya insanoğlunun kurduğu bir yer değil. O yüzden adaletsizlikle, savaşlarla, kötülüklerle uğraşmayı bıraktım ben uğraştıkça onlar içimde güç kazanıyordu. Hatta mutlu olma, doğru olma gibi kavramları da bıraktım. Ben bıraktıkça herşey daha adaletli daha güzelleşerek geri geldi. Herkes bir şekilde varolma savaşı veriyordu, herkes haklıydı. Ne bilim organik tarımı savunup mc de hamburger yemek, sağlıklı hava için savaşıp sigara içmek, özgünlükten bahsedip copy paste iş yapmak hepsi anlam kazandı. Ben ne kadar derindeysem karşımdakinin de derinliğini o kadar görebiliyordum. Böyle kafadaki gözlüğü unutup her yerde arama durumu var ya işte varolma da böyle bir şey. Zaten ne yaparsan yap varsın, iyi kötü, canlı, ölü. Varsın hep varoldun ve varolacaksın.

Aramayı bırakıp sadece izlemeye başlayınca rahatlıyor insan. Ve ne yaşarsa yaşasın içinde bütün hikayelere yansıyan olduğu da anlıyor.Aranılan şeyler kayıptı. Mutlu olmak için meli- malı- eklerini atmak gerekti. Sevgi her şekle, her duruma bürünebilirdi. Sınır çizdiğim an sevgimden eksilttiğimi anladım. Hayatta ise 'Olacak olanı, Olmuş olanı' değil de 'Olanı' ne ise onu sevmeyi öğreniyorum.