31 Ekim 2013 Perşembe

Bebelere Ninnnii

İçimizdeki bebelerin ninnilerinden....

Tabure: Kafayı Kırınız

 
 
Sonunda hastaneden taburee oluyoruz. Tabure diyorum çünkü geldiğimizde 2x80 yatak gibiydik. Boylu boyunca serilmiştik şimdi tabure pozisyonundayız. Nice halı saha pozisyonlarına geçmek dileğiyle... Tek kişilik odaya geçmeden önce 5 kişilik (hasta yakınları ile 10 kişi) odamızda yurdumuzun Sivas, Siirt, KahramanMaraş, yörelerinden halk danslarını izlemiş bulundum. 'Bir Yudum İnsan' tadında bilgiler edindim. Mesela kışın Maraşta biberli acılı dondurma varmış, onu da öğrendik. Yolumuz düşerse onu da kafaya yazdık. Beyin bedava.


Kalp Hastası Miniklerden
Minik dostlarla yaptığımız etkinliklerdee  beni ve diğer büyükleri kendi dünyalarına kabul ettikleri için kendimi çok şanslı hissediyorum. Onlardan aldığım hayata dair önemli mesaj bu süreçte yüzümdeki gülümsemeyi hiç eksik etmemek oldu. En büyük hayat derslerinden biriydi.

Bu arada 'kendin pislet, kendin temizle' stilimizde yanımızda bulunan 'Asprin' adlı çağın icadı temizlik mucizesini yan odaya devir teslim ettik. Matiz ne adammış koridorda çaldı. 'Bir ihtimal daha var' çalmıyor ya biz ona bakalım. Açılır tek kişilik oturma koltuğuna, havalı hasta yatağına hasta olduk. Kapıdan geçsede bir omuzla eve indiregandi yapsak. Çok rahatmış.

Kat Görevlisi Süleyman namı değer Sülo ordinaryus ünvanını benden kaptı, E ne olacaydı başka o ka hocanın içinde üzüm üzüme davası, hocaların sülolaşmasına hiç girmeyeceğim. Sülocum koridoru paspaslarken birde türkü çığırmıyor mu değme keyfimize ucu oyalı mendilim olsa halay başıyım.  Böyle tatlıses gibi dizlerimin üstüne ine çıka psikiyatrı koğuşuna kadar giderim.

Kaan Sezyum sağolsun 'Acil Durumlarda Kafayı Kırınız' adlı yazısını kulağımıza küpe ettikte herşey yolunda gitti. Yine acil durumlarda beklenmeyen angutlukları yapmış bulunarak çizgimden taviz vermedim. Neyse ki hayat felsefem 'acı yok raaki' bütün angutluklar bizimdir bizim kalacak. Hoş 'Angut' kuş olup eşi ölünce başından ayrılmayan değil miydi? Yoksa başından ayrılmadığı için mi 'angut musun?' dediler? Allah Esra Trollerin eline düşürmesin.

Neyse lafı uzatmadan teşekkürlerimize geçelim. Öncelikle hayatın tesadüflerine teşekkür ederim. En beklenmedik anlarda elini uzattı. Hiç alakasız tanıdıkları annem için hastanede seferber etti. Her türlü yolla iyi dileklerini esirgemeyenlere de teşekkürler.

Bir hastane maceramızında sonunda yüzlerimiz güldü. Yayında ve yapımda emeği geçenlere esenlikler diler, sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle hepinizi öperim.

27 Ekim 2013 Pazar

Bir İki Üç... TIP

Bizimde yolumuz Çapa Tıp Fakültesinden geçecekmiş. Size buradan bahsedeyim. Burasi Capa Tibin en agir vakalarin oldugu bina..Bizim odadan bile 2 bebegi kaybettik. Bizim diyorum cunku hic tanimadigimiz innsanlarla yogun bakimin onunde simsiki sarilarak guc kazaniyoruz. Doktorlar cok yogun acil vakalar,ogrenciler ve biz cildirtan meraklo hasta yakinlari ( yogunbakim kapisinin deligi olmadigina sukrediyorum). Meleklerin bir meslegi olsaydi doktorluk olurmus. Bu meslege bir daha hayran kaliyorum. Ilk gunler toyluguma geldi. Aglayan hasta kucuk cocuklari anca oyunlarla guldurebildim. Eve ugradigimda ilk is kuru boyalari cantaya atmak oldu. Cocukluk ne guzel sey agir bir kalp ameliyatinin agrisini bir kuru boya unutturuyor. Yatakta hemen gulumseyip dikelip cizmeye basliyorlar. Serviste ameliyat oncesi salya sumuk aglamali vakalarda da cozum boya ve not kagidi. Ise yaradigini gordukce bunu abartip isin icine pano falan sokan dusuncelerimi de bashekime soksam mi ? Neyse annem durumu tam yirtmamisken kovulmamak lazim. Kalp Hastasi Tosyali Zuluf Teyze ve cok guzel firinda tavuk yapan esi Mustafa Amcanin koyune davet edilmekten oturu de ayri bir gurur icindeyim. Gunlerden beri
Telefonla, mesajla , ne diyecegini bilemeyip dusunce yoluyla ulasan ve bulasanlara selam ederim. Cantalarimizda kucuk bir boya seti ve not kagidi bulundurmak biz subyansizlara farz olmustur bunu da itelemekten mutluluk duyarim. Yas almislari guldurme, kizgin hemsire puskurtme, hastabakici içinden başhekim ruhu cikarma ayin kürlerimi sonraki yazimda paylasacagim.... Sevgili gonul dostlari...

14 Ekim 2013 Pazartesi

Bayram Gelmiş

Kötü duyguları kurban etsek iyiliklere...
Kabul olmaz mı kurban bayramımız?
Aslında sevgi dolu her gün ve her an bayram oldugunu anlasak kabul olmaz mı dilekler?
Bayram; Dili, dini,fakiri zengini, engeli, akıllısı, delisi yani varolan herkesin ve  her şeyin olsa....
İnanmayanlarında, inananlarında...
Eğer bir bayram varsa adı Sevgi Bayramı olsa...

Çocukluğumun Samatyası'nda Paskalya Bayramı'nın  boyalı yumurtalarını, Şeker Bayramı'nda da şekerleri çantalarımıza doldururken aslında çantalarımıza topladığımız şeyin mutluluk olduğunu gösterebilsem savaşanlara...

Hani savaş olmasın istiyoruz ya!
Yani isterim ki...
Yeter ki çocuklar mutlu olsa...

13 Ekim 2013 Pazar

Sağım Sarımsak Solum Soğan

Sağı, sol sanana belki lazım olur
 
 
 

Dost

 
 
 
                     
                  
                     

12 Ekim 2013 Cumartesi

Evcil Sümüklü Böcek


Evimin evcil sumuklu boceginin yumurtalari millet kedi besler bizde usmuklu bocek adini ne koysam ???

SİTARS VÖRS VE BİM KARDEŞLİĞİ


sen sitar vörs hayranı ol böyle bir havalar cool tavırlar sevgili kapitalizmin gözünü seveyim sitar vörs hayranı coolları da bim'e gönderdin ya  :) Özgür'e selam olsun

11 Ekim 2013 Cuma

Yasasın Hunililer Günü

Bugünü Uluslararası Hunililer Günü ilan ettim. Manifestomuzu da tüm hunili arkadaşlara ithafen huzurlarınıza sokuyorum.

Biz hunililer akıllı olmak zorunda değiliz.
Mutlu, güçlü ve güzel olmak zorunda değiliz
Sevmek ve sevilmek zorunda da değiliz

Biz bugün korkakları cesur ilan ettik
Hiç sevilmemiş olana aşık oluyoruz.
Fakirleri zengin, zenginleri de fakir olarak ilan ettik

Beyazları, renklilerle yıkıyoruz.
Renklileri de beyazlarla seviyoruz
Tatlıları yemekten önce yiyoruz.


Hastaları sağlam, sağlamları da hasta ilan ediyoruz
Özgürlükleri tutsaklığa, tutsaklıkları da özgürlüğe bırakıyoruz.

Bugün kaybedenler kazanıyor, kazananlar kaybediyor
Bugün tüm doğruları yanlış, yanlışlarda doğru görüyoruz

4 yanlışı 1 doğruya satmıyoruz...




10 Ekim 2013 Perşembe

Dünyayı Değiştirmek İstiyorsan...

Dünyayı değiştirmek istiyorsan bir erkeği sev; gerçekten sev…
 
Birini seç, ruhu seni çağıranı, seni net biçimde göreni seç. Korkabilecek kadar cesur olanı seç.
Elini tut ve onu kalbinin damarlarına götür, orada senin sevecenliğini görsün, orada dinlesin, onun ağır yüklerini kendi ateşinde yak, kül et.
Gözlerinin derinliklerine bak, derinden bak, orada hareketsiz kalanı uyandır, dirilt. Utangaç olana cesaret ver, orada ne beklediğini fark et.
Gözlerinin derinliklerine bak
Gözlerinin derinliklerine bak, orada babalarını, dedelerini gör, uzak yerlerde, çok eski zamanlarda savaşa ve şiddete karışmış atalarını gör.
Acılarına, mücadelelerine, maruz kaldığı işkencelere bir zamanlar…
Ve bırak hepsi gitsin…
Onun atalarından gelen yükü hisset
Sana sığındığında kendini nasıl güvende hissedeceğini bil
Onun öfkesine ayna olma
Çünkü senin bir rahmin var, eski yaraları iyileştiren, derin ve tatlı bir kapı…
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir erkeği sev, gerçekten sev…
Karşısında kırılganlığın nefesinde kadınlığın bütün ihtişamıyla otur…
Bir çocuğun masumiyetinde, ölümün derinliklerinde, açan bir çağrı olsun, onun erkeklik gücünü kabul et…
Geri gittiğinde, kaçtığında, mağarasına doğru, çünkü kaçacaktır…
Ailendeki bütün kadınları etrafına topla, onların bilgeliğinden nasiplen.
Onların fısıltıyla anlattıklarını dinle, korkmuş genç kız kalbini sakinleştir.
Onlar seni sakinleştirecek ve sabırla onun dönüşünü beklemeni kolaylaştıracaklardır…
Git kapısında otur ve hatırlatma şarkısı söyle, belki bir kez daha dinginleşecektir…
Onu küçük bir çocuğu gibi hilelerle, baştan çıkarma oyunlarıyla kandırma, bunlar sadece onu ayartıp yok oluş ağına sürükler…
Kaousun ve nefretin mekanı olan bu yer ataları tarafından yapılan bütün savaşlardan daha korkunçtur..
Bu dişil enerji değildir, bu öç almadır
Bu eğilip bükülmüş çizgilerin zehiridir,
Asırlarca sömürülmüş olan, tecavüz edilen dünyanın zehiri.
Bu kadınlara bir güç vermez
Bu kadını erkeği hadım eden bir hale dönüştürür
Bu hepimizi öldürür…
Annesi onu ister öpüp kucaklamış olsun ister olmasın
Ona gerçek anneyi şimdi göster
Sarıl ona, nezaketine ve derinliklerine götür…dünyanın merkezine…
Onu yaraları için cezalandırma, senin ihtiyaçlarını ve kriterlerini karşılamadağı için, onun için tatlı ırmaklar gibi ağla
Gözyaşlarını döktüğünde onu eve getir…
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir erkeği sev, gerçekten sev
Onu çıplak ve özgür olabileceği kadar sev
Onu doğum ve ölümün döngüsüne bedenini açabilecek kadar sev
Ve bu fırsat için ona teşekkür et.
Birlikte öfkeli rüzgarlarda ve dingin ormanlarda dans ettiğinizde
Kırılabilecek kadar cesur ol, izin ver, varlığının yumuşak baş döndürücü yanlarını keşfetsin,
Bilsin ki seni kucaklaşıp sarabilir, koruyabilir
Kollarına at kendini, seni tutacağından emin ol,
Bundan önce binlerce kez düşmüş olsan bile
Ona teslim olarak ona teslimiyeti öğret
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir erkeği sev, gerçekten sev
Destekle onu, besle onu, ona izin ver, onu duy, kucakla, iyileştir onu.
Bunun karşılığında sen de beslenecek, desteklenecek ve korunacaksın
Güçlü kollar, net düşünceler, odaklanmış oklar tarafından
Çünkü eğer izin verirsen, o düşündeki adam olur…
 
 
 

Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir kadını sev, gerçekten sev.
Senin ruhunu çağıran bir kadın bul, seni idare eden değil
Kontrol listeni bir kenara at, kulağını kalbine koy ve onu dinle…
Yaşayan her varlığın adını, dualarını, şarkılarını duy,
Her kanat çırpanın, telaş içinde yüzenlerin, yeraltındakilerin, sualtındakilerin, her yeşilin, çiçek açanın, henüz doğmamış olanın, ölmekte olanın…
Onların onlara hayat veren Bir’e hüzünlü övgülerini işit,
Eğer adını henüz duymadıysan, yeterince dinlememişsin demektir.
Eğer hala gözlerinde yaşlar yoksa, eğer hala onun ayaklarına eğilmemişsin, neredeyse onu kaybetmişsin demektir.
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir kadını sev, kendinin ötesinde sev. Arzunun ve mantığın ötesinde, senin gençlik, güzellik, ve çeşitlilik gibi bütün yapay özgürlük gündemlerinin ötesinde sev.
Bize çok sayıda seçenek verildi
Ama biz bir Ruhun ateşinin ortasında durup, oradan ışıyan gerçek özgürlükte aşka direnmeyi yakıp kül etmeyi unuttuk.
Bir tane tanrıça var
Ona bak onu gör.
Bak bakalım o mu baltayı başına vuracak olan.
Eğer değilse yürü, hemen…
Boşa zaman harcama.
Bil ki kararının onunla bir ilgisi yok.
Çünkü nihai olarak kim olduğu ile değil ne zaman teslimiyeti seçeğimizle ilgili..
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir kadını sev.
Onu ölüm korkusunun ötesinde sev
Onu içindeki anne tarafından manipüle edilme korkunun ötesinde sev.
Ona onun için öleceğini söyle
Onunla birlikte yaşayabileceğini söyle.
Onunla birlikte ağaçlar dik ve onların büyümesini seyret.
Onun incinebilir güzelliğinde onun ne kadar güzel olduğunu söyle ve onun kahramanı ol.
Ona hatırlat, o senin adanman ve hayranlığınla o senin tanrıçan.
Dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir kadını sev.
Bütün yüzleriyle, bütün mevsimlerde
O seni şifalandıracak senin şizofrenini
ikili zihnini, yarım kalbini
O şizofreni ki senin ruhunla bedenini ayırır
Seni daima dışarıya bakar kılar, kendinden başka bir şeyi aramak için
                        Böylelikle yaşamı değerli kılmak için
 
Her zaman bir başka kadın olacak
Sonunda o parlak olan da eski mat olana dönüşecek
Ve sen yeniden huzursuz olacaksın
Arabalar gibi kadınlar değişik tokuş edilemez
Tanrıça, arzunun en son objesidir, satılamaz.
Erkeğin daha çok seçime ihtiyacı yok
Erkeğin ihtiyacı kadın, dişil, sabırlı, şefkatli, aramayan yapmayan, bir yerde nefes alan, köklere inen, birlikte yeryüzünü sarabileceğiniz kadar kuvvetli.
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir kadını sev, yalnızca bir kadını.
O kutsal bir kase gibi sev ve koru onu
Bütün insanlık için duyduğu terk edilme korkularını sev.
Onun yaraları sadece onun yaraları değil,
Onun bağımlılığı zayıflık değil
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan bir kadını sev
O sana inanana kadar sev. O zaman içgüdüleri, sanatı, sesi, vizyonları, tutkusu, vahşiliği ona tekrar döner
O aşkın gücüdür, bütün politik medya şeytanlarının yok etmeye ve değerini düşürmeye çalıştığı aşkın gücüne sahiptir.
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan
Davalarını, silahlarını, iç savaşını bırak, öfkenden vazgeç, büyüklük sevdalarını aydınlanman için bırak…
Kutsal kase senin önünde duruyor…
Eğer onu kollarına alırsan bu yakınlıktan daha ötesini aramaktan vazgeç.
Ya huzur ve barış denilen şey bir kadının kalbiyle beraber tekrar hatırlanması gereken unutulmuş bir rüya ise?
Dünyayı değiştirmek istiyorsan bir kadını sev.
Gölgelerinin en derinliklerine kadar
Varlığının en yüksek noktalarına kadar
Onunla ilk karşılaştığın bahçeye git
Gökkuşağı ülkesinin kapısına
Birlikte tek bir ışık gibi yürüyerek
Dönüşü olmayan noktaya
Yeni bir yeryüzününün başlangıcına ve sonuna…